Prenses Grace Kelly’nin güzel ülkesi: Monako

Unesco Dünya Mirasları listesindeki İtalyan şehri: Verona…
10/06/2014
İtalya’nın romantik gölleri ve çevresindeki kasabalar
02/07/2014
Unesco Dünya Mirasları listesindeki İtalyan şehri: Verona…
10/06/2014
İtalya’nın romantik gölleri ve çevresindeki kasabalar
02/07/2014

Monako:  “Lüks” ve “ihtişam” kelimelerinin yeniden anlam kazandığı yer…

Benim için Monako, Amerikalı film yıldızı Grace Kelly’nin Monako Prensi ile yaptığı evlilik ve çocuklarının Avrupa sosyetesindeki maceraları ile özdeşleştirdiğim bir yer olmuştur en çok. Bu zarif aktrisin 26 yaşında dünyaca ünlüyken kariyerini bırakıp gelin gittiği ülkeyi hep merak etmişimdir.

Grace Kelly & Prince Reiner © habituallychic.blogspot.com
Grace Kelly & Prince Rainier III © habituallychic.blogspot.com
Grace Kelly ve Prince Reiner düğünü anısına yapılan pul
Grace Kelly ve Prince Rainier düğünü anısına yapılan pul © telegraph.co.uk
Grace Kelly & Preince Reiner III © newsworks.org
Grace Kelly & Preince Rainier III © newsworks.org

Dediğim gibi Monako benim kafamda hep Grace Kelly’nin ülkesi idi. O yüzdendir ki, oraya gittiğimde onu hatırladım, onu düşündüm sık sık… Şehrin pek çok yerinde ve hatta dükkanlarda satılan çerçevelerde bile onun fotoğrafını kullanmaları Monako’luların da az çok aynı duygular içinde olduklarını düşündürdü bana…

Grace Kelly
Grace Patricia Kelly – Princess Grace of Monaco
Grace Kelly
Grace Patricia Kelly – Princess Grace of Monaco

Ben şahsen Monako’yu gidip gördüğümde bu şehir-ülkeyi çok ama çok sevdim. Herşey çok değişik ve farklı geldi.

Her yeni gördüğü yer insana mutlaka birşeyler katar. Monako ise benim kafamdaki “lüks”, “ihtişam” ve “zenginlik” kelimelerine bir nevi format attırdı :)

Monako La Condamine
Monako – La Condamine
Monako - Monte Carlo
Monako – Monte Carlo

Haydi gelin hep birlikte bu güzel ve zarif prensesin ülkesini tanıyalım…

Paylaşmak ister misiniz?

2 Comments

  1. Füsun Erdoğanlar bengisu dedi ki:

    Dilekçiğim metro istasyonu ışıklandırması ile çok hoşuma
    gitti. Metro şantiyesinde çalışmanın getirdiği algıda seçicilik olayı olabilir
    bilemiyorum. Açık sinema koltuklarına bayıldım. Tam tasarım işi. Arkadaki ızgara desenli
    pencerenin ne olduğunu çözmedim bir türlü. Fotoğrafların içinde en mükemmeli bence birbirine
    sarılmış Avustralyalı çift. Daha ilk bakışta dikkatimi çekti. Son derece
    başarılı bir çekim. Elinize sağlık. Yarış pistine dönüşen sokak konusu dar
    alanlardaki esnek tasarımın harika bir örneği bence. Yürüyen merdiven İzmir’de benim
    oturduğum Mithatpaşa yolundaki merdivenin yanında da var. Zira epey yokuşlu bir
    alan bizim orası da :) Kentin ve kumarhanelerin o kadar ihtişamlı ve aşırı gösterişli
    olup, Prenslik Sarayının bu kadar sade olması inan beni de çok şaşırttı. Fotoğraf
    çekemediğin noktaları da referansla harika bir şekilde halletmişsin. Eline
    emeğine sağlık. Keyifle okudum…

    • Canım benim, ne kadar dikkatle okumuşsun, evet o açık sinema tasarımına biz de bayıldık, o koltuklardan hiç kalkasım gelmedi vallahi. Tren istasyonlarını hakikaten görmen lazım, çok enteresan. Adamlar dağı dele dele neler yapmışlar hayret ediyor insan. Ve evet, dediğin gibi tezatlar ülkesi birçok açıdan. Belki de o yüzden çok sevdim ben, adım başı şaşırttı beni, severim şaşırmayı :)
      İzmir’de de merdiven düşünülüp yapılmış ha, ah gözünü sevdiğim İzmir, ne güzel :)
      Avusturalyalıların fotoğrafını beğendiğine sevindim – e artık fotoğraf sanatçısı gözüyle bakıyorsun, o yüzden sen beğenince daha bir seviniyorum :) Çok teşekkürler canım tüm yorumların için…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir