Prenses Grace Kelly’nin güzel ülkesi: Monako

Unesco Dünya Mirasları listesindeki İtalyan şehri: Verona…
10/06/2014
İtalya’nın romantik gölleri ve çevresindeki kasabalar
02/07/2014
Unesco Dünya Mirasları listesindeki İtalyan şehri: Verona…
10/06/2014
İtalya’nın romantik gölleri ve çevresindeki kasabalar
02/07/2014

Monako – Genel Bilgi

Monako, bilindiği üzere monarşiyle yönetilen bağımsız bir prenslik. Yaklaşık iki kilometrekare büyüklüğündeki Monako, Vatikan’dan sonra dünya’nın en küçük ikinci bağımsız devleti, hatta Monako aslında bir şehir-devlet.

O kadar küçük ki, anlatamam, ülke demeye veya ülkeyi geçtim, şehir demeye bin şahit lazım. Kıyaslayacak olursak, Monako New York’daki Central Park’dan küçük. İstanbul Atatürk Havalimanı’nın yarısı kadar bile yok. O dillere destan tüm dünyanın tanıdığı Monako aslında İstanbul’un Beyoğlu ilçesinin 1/4’ü kadar  bir yer.

Monako’da yaklaşık 37,000 nüfus yaşıyor. Dolayısıyla dünya ülkeleri arasında nüfus yoğunluğu sıralamasında epey başta yer alıyor.

İşte bu küçücük alana fazla sayıda insan sığdırabilmek için dağ, taş, kayalık demeyip bina üstüne bina yapmışlar. Her taraftan evler binalar yükseliyor. Sanki dağın üzerine konmuş maketler gibiler, orada nasıl duruyorlar anlamak zor :)

Monako
Monako

İnsan ilk baktığında bu nasıl bir taş yığınıdır diye de düşünebilir ama bir taraftan da o küçücük ve yaşanması zor dağlık alana nasıl da çok yaşanacak yer yapmışlar hayret etmemek elde değil.

Bir de neredeyse hepsi şık, süslü ve lüks binalar… Bir tane bile eski ve harap bina yoktu. Herkes mi zengin bu ülkede muhabbeti yaptık bir süre. Restoranlarda çalışan garsonlar veya sokakları temizleyen işçiler nerede oturuyor merak ettik doğrusu…

Bir de Monako gerçekten çok ama çok temiz bir yer. Sokaklar çok düzenli ve pırıl pırıl.

Monako
Monako
Monako
Monako
Monako
Monako
Monako
Monako
Monako
Monako
Monako
Monako
Monako
Monako
Monako
Monako

Monaco’nun tek sınır komşusu Fransa. Nice şehri 20 km uzaklıkta.  Şehir merkezi, İtalya’ya yaklaşık 15 km. uzaklıkta.

Cote d’Azur’un en güzel koylarından birinde bulunan Monako,  Prens Albert’in yaşadığı sarayın bulunduğu en eski bölüm olan Monaco-Ville, liman bölgesi La Condamine, kumarhaneler ve lüks oteller bölgesi Monte Carlo ve en yeni bölümü olan Fontvieille olmak üzere toplam 4 ana bölgeden oluşmakta.

Burası bilindiği üzere Fransa’ya bağlı ancak mali işlerinde özerk. Şimdi görkemli, sosyetik ve zenginlik timsali olduğuna bakmayın, dağlık konumu ve hemen hemen hiçbir yere iyi bir yol bağlantısı olmayan Monako’nun hali eskiden içler acısıymış. Gelişmesi ve popüler bir yer olması bir zamanlar hayal bile edilmesi zor birşeymiş. Ancak 19. yüzyılda Monte Carlo’da ilk kumarhanenin ve Paris-Monako tren hattının açılmasından sonra gitgide zenginleşerek ünlü ve zenginlerin gözbebeği olan tatil mekanlarından biri haline gelmiş.

Monte Carlo Casino
Monte Carlo Casino

Bu küçücük şehir-ülkede bir de stadyum var. Monako, dünyanın en başarılı futbol takımlarından birine sahip. AS Monaco, Fransa’nın en üst futbol ligi olan Ligue 1’in belli başlı kulüplerinden.

Spor alanında oldukça ilerlemiş olan Monako’da düzenlenen Formula 1 Monaco Grand Prix’e, binlerce sporsever katılıyor. 1929’dan beri Monako’nun o huzur veren Akdeniz manzaralı sokakları her Mayıs ayında belki de dünyanın en enteresan yarış pistine dönüşüyor. Milyonlarca kişinin izlediği bu yarışın en ilginç tarafı seyircilerin, yarış arabalarına son derece yakın oturup, arka fonda Monako koyu ve Akdeniz manzarası ile yarışları izleyebiliyor olmaları bence. Prestijli olmasının yanında, yarışların en heyecanlısının Formula 1 Monaco Grand Prix olduğu iddia ediliyor pek çok yerde, belki de bu yüzdendir…

Grand Prix 1 © racedepartment.com
Grand Prix 1 © racedepartment.com
Paylaşmak ister misiniz?

2 Comments

  1. Füsun Erdoğanlar bengisu dedi ki:

    Dilekçiğim metro istasyonu ışıklandırması ile çok hoşuma
    gitti. Metro şantiyesinde çalışmanın getirdiği algıda seçicilik olayı olabilir
    bilemiyorum. Açık sinema koltuklarına bayıldım. Tam tasarım işi. Arkadaki ızgara desenli
    pencerenin ne olduğunu çözmedim bir türlü. Fotoğrafların içinde en mükemmeli bence birbirine
    sarılmış Avustralyalı çift. Daha ilk bakışta dikkatimi çekti. Son derece
    başarılı bir çekim. Elinize sağlık. Yarış pistine dönüşen sokak konusu dar
    alanlardaki esnek tasarımın harika bir örneği bence. Yürüyen merdiven İzmir’de benim
    oturduğum Mithatpaşa yolundaki merdivenin yanında da var. Zira epey yokuşlu bir
    alan bizim orası da :) Kentin ve kumarhanelerin o kadar ihtişamlı ve aşırı gösterişli
    olup, Prenslik Sarayının bu kadar sade olması inan beni de çok şaşırttı. Fotoğraf
    çekemediğin noktaları da referansla harika bir şekilde halletmişsin. Eline
    emeğine sağlık. Keyifle okudum…

    • Canım benim, ne kadar dikkatle okumuşsun, evet o açık sinema tasarımına biz de bayıldık, o koltuklardan hiç kalkasım gelmedi vallahi. Tren istasyonlarını hakikaten görmen lazım, çok enteresan. Adamlar dağı dele dele neler yapmışlar hayret ediyor insan. Ve evet, dediğin gibi tezatlar ülkesi birçok açıdan. Belki de o yüzden çok sevdim ben, adım başı şaşırttı beni, severim şaşırmayı :)
      İzmir’de de merdiven düşünülüp yapılmış ha, ah gözünü sevdiğim İzmir, ne güzel :)
      Avusturalyalıların fotoğrafını beğendiğine sevindim – e artık fotoğraf sanatçısı gözüyle bakıyorsun, o yüzden sen beğenince daha bir seviniyorum :) Çok teşekkürler canım tüm yorumların için…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir