Alp Dağlarının eteğinde bir güzel…
Reuss nehrinin Luzern Gölü’ne kavuştuğu yerde kurulmuş bir şehir Luzern. Bu göle dört kantonun sınırlarını buluşturduğu için “Dört Kanton Gölü” de deniyor. Rigi ve Pilatus dağlarıyla çevrili bu göl üzerinde vapurlar işliyor. Göldeki kuğular ise ortama romantizm katıyor. Ünlü şair Alexander Dumas burası için “İsviçre güzel bir istridye, Luzern de onun içindeki incidir” demiş… Güzel söylemiş, kesinlikle katılıyorum…
Şehrin en önemli simgesi Kapel Köprüsü (Chapel Bridge) ve bu tahta köprüye bağlı olan sekizgen su kulesi (Water tower).
Nehrin üzerinde bir zigzag oluşuturacak şeklinde verev konumlandırıldığı için özellikle enteresan duruyor. 1333 yılında yapılmış. Su kulesi ise bir zamanlar savunma ve gözetleme amaçlı, hatta hapisane olarak bile kullanılmış.
Bir de buradan bakın…
Köprünün içinde tavanda üçgen paneller üzerine yapılmış resimler tarihi önünüze seriyor. 1993 yılında çıkan bir yangında çoğu tahrip olmuş bu köprünün ama kısa zamanda tekrar eski haline getirmişler.
Alp dağlarının kuzey eteklerindeki bu şehir içine girdikçe de sizi güzelliğiyle büyülüyor. Üzerinde inanılmaz güzel freskler olan binalar var her yerde.
Bu evde de Goethe yaşamış…
Bu da 1600 lü yıllardan kalma Leodegar katedrali…
Bu da katedralin çevresindeki sevimli evler…