Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 3. Lizbon – Alfama Bölgesi

Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 2. Lizbon – Praça do Comércio
11/11/2019
Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 4. Lizbon – Baixa ve Avenida Bölgesi
20/11/2019
Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 2. Lizbon – Praça do Comércio
11/11/2019
Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 4. Lizbon – Baixa ve Avenida Bölgesi
20/11/2019

Alfama Bölgesi Fado müziğinin merkezi. Kelime anlamı “kader” demek. Fado hasret, özlem, üzüntü, keder gibi duyguları ifade eden Portekiz’e özgü bir müzik türü. Lizbon halkı 150 yıldan fazla bir süredir arka sokaklardaki kafe ve restoranlarda icra edilen bu dokunaklı müzik ile büyümüş. Portekizli ünlü yazar Fernando António Nogueira Pessoa fado müziğini “Güçlü bir ruhun yorgunluğu” olarak tanımlamış. Günümüzde biraz turistik havaya bürünse de hala kültürün bir parçası. Alfama bölgesinde nehir kenarında bir zamanlar halka açık banyo olan bölge “Museu do Fado” yani Fado Müzesine çevrilmiş. Müzede canlı performans, 1800 yıllarında Portekiz’in fakir mahallelerinden çıkan fado müziğinin tarihçesi, fotoğraflar, resimler, ünlü sanatçıların kayıtları ve CD dükkanı da var. Biz açık hava gezginleri olarak müze tercih etmedik ama yağmurlu günler için ideal bir mola olabilir.  

Fado’yu anlatırken Portekiz kültürüne özel bir gitarı da tariflemek lazım diye düşünüyorum. Bu çalgı aleti aşağı yukarı mandolin şeklinde yassı bir model olup,  12 tellidir. Bu gitar, 19. Yüzyılın basit tasarımından ince bir işçilikle dekore edilmiş parçalara evrilmiş. Hatta bazen sedef kakmalı türleri bile yapılmış. İyi bir fado müziğinin temelinde şarkıcının melodileri eşliğinde yükselerek yankılanan bu gitar ezgisi bulunmaktaymış.   

Eğimli Alfama yollarını arşınlamaya devam ediyoruz…

Escadinhas de São Tomé caddesinin köşesinde karşımıza “Largo Das Portas Do Sol” denilen müthiş manzaralı bir teras çıkıyor. Meydanda ihtişamlı koruyucu aziz São Vicente heykeli ve tam karşısında da Museu de Artes Decorativas adlı Portekiz Dekoratif Sanatlar Müzesi var. Ancak bölge sarı tramvayın durak noktası ve tuk tuk denilen araçların önemli bir güzergahı olması sebebi ile feci bir trafik sıkışıklığına maruz. Harika manzaralı kafeler burayı keyifli yapan en önemli nokta. Restoranları, kafeleri, dondurmacıları, müzeleri, turistleri, fotoğrafçıları, sokak satıcıları, sokak müzisyenleri, tuk tuk araçları, sarı tramvayları, tur rehberleri ve kapkaççıları ile çok hareketli bir meydan burası. Kimbilir daha sayamadığım neler var bu terasta.

Bir anda karşımıza Largo Das Portas Do Sol adlı nehre bakan teras çıkıyor…
Largo Das Portas Do Sol adlı meydanın manzaraya bakan kafelerinden biri… Arkada Sao Vicente da Fora Kilisesi ve National Pantheon var…
Largo Das Portas Do Sol manzarasına karşı biz :)
Largo Das Portas Do Sol manzarası… Soldan sağa Sao Vicente da Fora Kilisesi, National Pantheon, Igreja de Santo Estevao kilisesi kulesi…
Igreja de Santo Estevao kilisesi…
Terastan gözümüze çarpan bir duvar resmi…
Largo Das Portas Do Sol meydanında bir sokak satıcısı…
Sarı tramvayın arkasındaki kırmızı cepheli bina Museu de Artes Decorativas adlı Portekiz Dekoratif Sanatlar Müzesi…
Largo Das Portas Do Sol meydanının sarı tramvayı ve Tuk Tuk denilen turist gezdirme araçları…
Largo Das Portas Do Sol meydanındaki Tuk Tuk trafiği…

Bu meydanın hemen yakınında “Miradouro de Santa Luzia” denilen müthiş bir seyir noktası var.  Bu arada “Miradouro” seyir noktası demek. O nedenle bu levhayı görür görmez gözü kapalı takip edin. Harika bir deneyim sizi bekliyor olacaktır. Tıpkı bizim yaptığımız gibi.

Miradouro de Santa Luzia seyir terasının azulejo olarak adlandırılan dekoratif seramikleri… Begonvillerin altındaki merdivenleri tırmanarak manzaralı bir kafeye ulaşıyorsunuz…
Miradouro de Santa Luzia seyir terasında havuzdan yansımalar…
Miradouro de Santa Luzia seyir terasından bir azulejo örneği…
Ve bu zarif seramik cepheli bina ile karşılaştık…

Largo dos Lóios caddesindeki azulejo kaplı binadan ilerleyip, Rua do Milagre de Santo António caddesi 10 numaradaki Alfama bölgesinin en muhteşem dondurma ve Pastel de Nata noktasına ulaştık. Pastelaria Santo António. Tabi ki bir keyif molası verdik.

Largo dos Lóios caddesinden doğruca Rua do Milagre de Santo António caddesindeki damak çatlatan Pastelaria Santo António pastanesine…

Pastane, cephesi azulejo kaplı bir binanın altındaydı. Bulmanız kolay olsun diye aşağıda fotoğrafını da veriyorum bu güzel çalışmanın.

Pastelaria Santo António pastanesinin üst katındaki azulejos…

Pastelaria Santo António pastanesinin karşısı Castelo de São Jorge kalesinin duvarlarına bakıyor ve üzerinde harika mor çiçekli bir ağaç var.

Pastelaria Santo António pastanesinin karşısı Castelo de São Jorge kalesinin duvarları… Sarı duvarlar arkasındaki kale güzel bir manzara noktası sunuyor.
Paylaşmak ister misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir