Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 3. Lizbon – Alfama Bölgesi

Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 2. Lizbon – Praça do Comércio
11/11/2019
Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 4. Lizbon – Baixa ve Avenida Bölgesi
20/11/2019
Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 2. Lizbon – Praça do Comércio
11/11/2019
Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 4. Lizbon – Baixa ve Avenida Bölgesi
20/11/2019

Rüya gibi bir Portekiz gezisi: Bölüm 3. Lizbon – Alfama Bölgesi

Füsun Erdoğanlar Bengisu yazdı.

Lizbon’u gerçek anlamda gezmeye bölgenin en eski, en salaş ama bir o kadar da renkli ve eğlenceli mahallesi olan Alfama ile başladık. Merkez noktamız bir önceki yazımda detaylı olarak anlattığım Praça do Comércio meydanı oldu.

Renkli duvar resim sanatı ile Alfama bölgesi… Escadinhas de São Cristóvão merdivenleri…

Bir zamanların alçakgönüllü Alfama Mahallesi bugün Lizbon’un en fazla turist çeken, en eski, atmosferi en canlı bölgesi. İlk önce buraya Romalılar yerleşmiş olsa da bölgenin parlak zamanları birbirine kenetlenmiş dar yolları ve küçücük meydanları ile Mağribi dönemine dayanıyor. Faslılar Alfama’nın eğimli arazisinin avantajından yararlanıp savunma amaçlı olarak tepenin zirvesine São Jorge kalesini (Castelo de São Jorge) inşa ederek bölgeyi oldukça iyi korunan bir sığınağa çevirmişler. Ancak bu kale bile haçlı ordusunu bölgeden uzak tutamamış. Şehir Afonso Henriques tarafından 1147 yılında ele geçirilmiş ve orta çağda zenginlerin deprem korkusundan batıya göç etmesi ve bölgeyi balıkçılar ile fakirlere bırakması ile Alfama’nın çöküşünün tohumları atılmış olmuş. Gezerken gördüğümüz binaların çoğu 1755 depreminden sağ kurtulmayı başarmış. Bölgede Faslılara ait ev kalmamış olsa da kasbah (Kuzey Afrika kentlerinde Arap mahallelerine verilen isim) benzeri yerleşim mevcudiyetini korumuş. (Kaynak: Lisbon – DK Eyewitness)

Rengarenk süslemeleri ile Alfama…

Günümüzde bölge sakinlerinin gündelik yaşamı kompakt iç içe girmiş sıra sıra evler, eğimli dik sokaklar, merdivenler, seramik kaplı cephelerden sarkan çamaşırlar ile yerel manavlar, mahzen benzeri tavernalar, Fado kulüpleri, barlar, dondurmacılar ve lezzetli pastel de nata dükkanları etrafında dönüyor gördüğüm kadarı ile. Elbette gelir getiren turizm kaynaklı oluşumlar da göz önüne alınmalı. Ve tabi kapkaççılar. Alfama’da bir tur rehberinin gözünün önünde olan kapkaç olayını canhıraş çığlıklarla duyurması bizi dikkatli olmaya fazla yayılmamaya teşvik etti.   

Kırmızı elips içine aldığım beyaz saçlı siyah kıyafetli tur rehberi bayan gözünün önünde olan kapkaç olayını göstererek haykırıyor… Largo Das Portas Do Sol meydanı…

Lisbon – DK Eyewitness adlı kitabın yürüyüş rotasını elimize alıp, gezmeye Praça do Comércio meydanından başladık.

Alfama yürüyüşüne başlarken karşımıza ilk çıkan cephesi elmas şeklinde taşlarla (bicos) kaplı bir bina oldu. Casa dos Bicos (sivri uçlu ev şeklinde çevrilebilir) diğer çevre yapılara göre çok aykırı bir binaydı. 1523 yılında krallığı temsil eden Hindistan genel valisi ve Hindistan’ın batı kıyısındaki Goa ve Malezya’daki Malakka bölgesinin fatihi Afonso de Albuquerque’in gayrimeşru oğlu Brás de Albuquerque için yaptırılmış bu yapı (Kaynak: Lisbon – DK Eyewitness). Üstteki iki katı 1755 depreminde yıkılmış ancak 1980 yılında orijinaline uygun olarak restore edilmiş. Bina şu anda 2010 yılında ölen Nobel Edebiyat ödüllü Portekizli yazar José Saramago vakfının ana merkezi olarak kullanılıyor. Binada yazarın hayatına ve eserlerine adanmış daimi bir sergi var. Ayrıca konserlerin, gösterilerin, seminerlerin, kitap tanıtımlarının ve entelektüel tartışmaların yapıldığı bir kültür alanı.

Nobel Edebiyat ödüllü Portekizli yazar José Saramago vakfının ana merkezi olarak kullanılan Casa dos Bicos binası…
Cephesi elmas şeklinde taşlarla (bicos) kaplı Casa dos Bicos binası…
Balkonda kurutulan çamaşırlar bölgenin olmazsa olmazı…

Bu düzayak kısımdan sonra asıl yokuş ve merdivenler başlıyor. Kırık veya bozulmuş seramikler, grafitiler, profesyonelce çizilmiş duvar resimleri, lezzetli ürünler satan pastaneler ve restoranlar, salaş müzisyenler, bolca turist, her yerde karşınıza çıkan siyahi Portekizliler. İşte Alfama…

Merdivenli dik sokaklar Alfama’nın alametifarikası adeta…

Alfama sokak performansları açısından oldukça zengin bir bölge. Her köşede kaliteli müzik yapan performans sanatçılarına rastlamanız mümkün. Şu kısacık gezide karşılaştıklarımızı aşağıda görüntülüyorum.

Alfama sokak müzisyenleri. Miradouro de Santa Luzia seyir terası…
Ben fark edemedim ama eşim fark etmiş ki; Largo Das Portas Do Sol meydanındaki bu gitaristin gitarı kırık. Dikkatle bakınca anlaşılıyor ki; gitar bantlanmış. CD’sini satın alıp, destek olalım dedim ama eşim bu tarz CD’lerin kayıt kalitesinden dolayı çok kötü çıktığını birçok kez denediğimizi söyledi. Haklıydı. Sadece biraz para attım o kadar…

Alfama’nin gizli pasajları ve renkli kurdelalarla süslenmiş sokakları…

Alfama’da bir satış tezgahı. Portekiz gitarsız düşünülemez…
Alfama size sürprizli meydanlar sunuyor…
Bir anda karşımıza çıkan asma yapraklı bir meydan…
Paylaşmak ister misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir