TALE’den masallar…

İşte size mükemmel tatil!
26/03/2015
23 Nisan “Çocukla Tatil” Önerileri
11/04/2015
İşte size mükemmel tatil!
26/03/2015
23 Nisan “Çocukla Tatil” Önerileri
11/04/2015

Farklı bir “Gezi Deneyimi” ile tanışın: TALE

Biz hep diyoruz ki “Bence tatil bana özel, biraz değişik, biraz da sürprizli olmalı“. İşte bu yüzden TALE‘i keşfedince heyecanlandık. Alışmadığımız, farklı bir tatil deneyimi sunuyorlar çünkü. Değişik mi değişik, sürprizli mi sürprizli. O yüzden çok merak ettik, kurucusu Onur Kutlu Gago ile buluştuk, tanıştık, güzel bir kahve sohbeti yaptık. Sonra size de TALE ile gezmek nasıl olur anlatalım dedik. Eğer henüz keşfetmediyseniz, haydi gelin sizi TALE ile tanıştıralım…

İşte Onur Kutlu Gago ile röportajımız…

tale-lizbon-onur-kutlu-gago
Onur Kutlu Gago – Lizbonlunun Seyir Defteri

1. Tale nasıl oluştu, herşeyin nasıl başladığını dinleyelim sizden önce…

Resmi açılışı Eylül 2014’te olsa da Tale’in yaklaşık yedi yıllık bir geçmişi var. 2001 yılında üniversiteyi bitirdikten sonra bir yıl Belçika’da yaşamış, o dönemde Avrupa’nın büyük bir kısmını gezmiştim. Seyahat aşkı o zamanlar girdi içime ve o gün bugündür kazandığım tüm parayı ve bütün boş zamanlarımı gezmeye harcadım, kutuplardan uzak diyarlara dünyanın dört bir yanını gezme fırsatı buldum. Tüm akademik ve profesyonel geçmişim bilişim alanında olmasına rağmen, sektörde 6-7 yıl çalıştıktan sonra Türkiye’deki bilişim sektörünün ve özellikle de kurumsal hayatın hiç bana göre olmadığına karar verdim. 2008 yılında kendi kendime “İnsan sevdiği işi yapmalı. Ben de seyahat etmeyi çok seviyorum. O halde bunu mesleğim haline getirmeliyim” dediğimde ne cebimde bir sermaye vardı, ne de bu sektörde tanıdığım herhangi biri. Yıllar süren mücadelenin, geceli gündüzlü çalışmaların, bitmek bilmeyen bir motivasyonun sonunda yavaş yavaş doğdu Tale. Yıllarca bilişim alanındaki mevcut işimle paralel olarak götürdükten sonra, en nihayet 2014 yılında, 13 yıllık bir kurumsal hayat tecrübesinin ardından o hayatı tamamen geride bırakıp sadece Tale’le ilgilenmeye başladım.

2. Neden adı Tale?

Ben aslında yabancı isimlere karşıyım. Tale sadece Türkiye’de hizmet verecek olsaydı adını kesinlikle Türkçe birşey koyardık. Ama Tale’in amacı tüm dünyadaki seyahetseverlere hizmet etmek olduğu için İngilizce bir isim tercih ettik. Bildiğiniz gibi Tale İngilizce’de masal demek. Bizim amacımız, dünya kültürünü unutulmaz deneyimlerle keşfedeceğiniz masal gibi deneyimler sunmak. Ayrıca masallar kültürün çok önemli temsilcileridir, bir yandan eğlenceli bir yandan da büyülü bir tarafları vardır. İşte Tale de böyle birşey.

3. Tale ile bir tura katılmak klasik paket turlardan ne kadar farklı bir deneyim sunacak?

Aslında bu ikisinin birbirine benzeyen tek yanı ikisinde de bir yerden bir yere gidiliyor olması; onun dışında birbirleriyle hiç alakaları yok. Herşeyden evvel Tale gezileri size özel, yani siz kendi grubunuzu kendiniz oluşturuyor, kendi başınıza gezinin olacağı yere gidiyorsunuz, sizinle birlikte kimse gelmiyor. Orada bizim oralı dostumuz, size bizim bir sanat eseri gibi tasarladığımız programı yaptırıyor. Ve bu programlar, gidilen yerin kültürünü, yemeğinden sanatına, müziğinden zanaatına uçtan uca tanıtan ve sizi sürekli oralı insanlara etkileşime sokan, size aktif olarak birşeyler yaptıran deneyimlerden oluşuyor. Örneğin Isparta’da gündoğumunda köylülerle birlikte gül toplayıp gül yağı yapıyor veya Lizbon’da ünlü bir fado sanatçısıyla tanışıp onunla birlikte doğup büyüdüğü mahalleyi gezip akşamında da konserine gidip müzisyenleriyle sohbet ediyorsunuz. Ve bu deneyimler size öyle bir kurgu içinde sunuluyor ki, ilk anından son anına kendinizi bir masalın içinde buluyorsunuz. Bizim odağımız kültür olduğu için, sightseeing konusunda da sizi mümkün mertebe serbest bırakıyoruz. Güvenlik, zorluk veya herhangi başka bir sebepten dolayı bizim devreye girmemiz gerekmiyorsa, sizi elinizden tutup da tarihi eserlere filan götürmüyoruz. Şimdi siz söyleyin klasik paket turlarla bir alakası var mı?

tale-isparta-esintisi-gul-toplama
Isparta Esintisi

4. Tale ile gezmek pahalı mı?

Nereden baktığınıza bağlı. Gezilerimize gelen herkes yüksek sesle şunu söylüyor: “Bu hizmetin bu kadar ucuz olduğuna inanamıyorum!” Sunduklarımıza göre fiyatlarımız gerçekten çok ucuz. Eğer siz de kendi başınıza seyahat edip gittiğiniz yerlerde keyif için para harcamaktan çekinmeyen, örneğin güzel restoranlarda yemeğini yiyen, oradaki yerel aktiviteleri deneyen biriyseniz, Tale gezileri size çok ucuz gelecek. Ama düşük bütçeyle seyahat eden, minimum masrafla maksimum seyahati yapmayı kendine amaç edinmiş bir backpacker’sanız Tale için muhtemelen şunu düşüneceksiniz: “Bu geziler harika ama ben buna bu kadar para harcayana kadar bir başka ülke daha görürüm.” Buradan backpacker’lara da seslenelim. Tamam, gezilerinizin çoğunun öyle yapmaya devam edin ama yılda bir kere de kendinizi şımartın ve Tale ile geçireceğiniz harika zamanın keyfini sürün. Pişman olmayacaksınız.

5. Kimler Tale’i tercih ediyor? Halkın ve medyanın ilgisi nasıl?

Tale gezilerinden en çok keyif alan kesim, gezilerini kendi başına örgütleyebilen, artık Avrupa’nın klasik destinasyonlarını çoktan bitirmiş tecrübeli gezginler. Ama bunların da içinde, bir önceki soruda da söylediğim gibi, gezerken keyif almak için para harcamaktan çekinmeyenler. Tabii tüm bunların üstünde birinci şart, farklı kültürlere olan merak. Tale ile gezecek kişi kültüre meraklı olacak, insana meraklı olacak. Oralı insanlarla etkileşime girmekten büyük keyif alacak, yani biraz da sosyal olacak.

Doğru kişilere ulaştığımızda, yani “bu insan Tale’den hoşlanır” dediğimiz herkes Tale’e bayılıyor, görür görmez aşık oluyor adeta. Turizm sektörünün içindeki tecrübeli isimlerin hepsi bize takdirlerini sunuyor, yıllardır yapılamayanı yaptığımız için bizi tebrik ediyor. Yaptığımız iş o kadar farklı ve özgün ki, medya bizi doğal olarak haber yapıyor. Hatta akademik dünya bile Tale’in iş modelini ve stratejilerini bilimsel olarak inceliyor. Tüm bunlar olduğu için çok mutlu ve gururluyuz. Yıllar süren geceli gündüzlü emek emek yaptığımız çalışmalardan çıkan sonucun insanların da hoşuna gittiğini görmekten daha keyifli bir şey olamaz.

tale-bogazici-universitesi
Tale, Boğaziçi Üniversitesi’nde…

6. Şu an için Tale nerelere götürüyor? Yakın zamanda hangi geziler eklenecek?

Tale gezileri yurtiçi ve yurtdışı olarak ikiye ayrılıyor. Yurtiçi gezilerimiz, iş yerinden izin almadan bir haftasonu atlayıp gidilebilecek şekilde iki günlük programlar. Şu anda yurtiçinde Isparta Esintisi  ve Elazığ’da Son Çaydaçıra gezilerimiz var. Tale ile tanışmak isteyen dostlarımız için en kolay yol işte bu gezilerimiz. Hem süre kısa, hem fiyatlar çok makul. Yurtdışında ise şu anda sadece Lizbonlunun Seyir Defteri  gezimiz var ancak çok kısa bir süre sonra Mısır, Piemonte ve Kırgızistan gezilerimiz çıkacak. Yurtdışı gezilerimizi de hep beş gün olacak şekilde yapıyoruz, yani uzatılmış bir haftasonu gibi. Yıl sonuna doğru ise yurtiçinde Kapadokya ve Mardin, yurtdışında İskoçya, Belçika ve İran gezilerimiz çıkacak.

tale-kirgizistan
Tale Kırgızistan Gezisi

7. Bir geziyi planlayıp, bize “haydi gelin” diye sunacak hale getirmeniz ne kadar emek istiyor, ne kadar zaman alıyor?

Tale gezileri gerçekten bir sanat eseri gibi olduğu için, bir geziyi hazırlamamız yaklaşık üç ayımızı alıyor. Önce oranın kültürünü masa başında uzun uzun çalışıyoruz. Sonra bu kültürün hangi yanlarını ne şekilde sunacağımızı kararlaştırıyor, yani deneyimleri tasarlıyoruz. Tüm bu çalışmalar bitince kendimiz atlayıp oraya gidiyor, tek tek tüm bu deneyimleri test ediyor ve onları bir kompozisyon haline getirip belirli bir kurgusu olan masalsı Tale programını oluşturuyoruz. En son da fiyatlamaları yapıp bu sanat eserini sizlerle buluşturuyoruz. İşte tüm bunlar ortalama üç ayımızı alıyor. Yani bir Tale gezisine gittiğinizde yaşayacağınız o unutulmaz deneyimleri bilin ki saniye saniye biz tasarladık, hepsini test edip onayladık. Mesela Elazığ’da olduğu gibi…

 8. Tale hayatınıza ne kattı?

Herşeyden önce şunu söylemeliyim, çok sevdiğin, her şeyiyle kendi hayal ettiğin bir işi hayata geçirmek ve onun insanlar tarafından beğenildiğini görmek, bugüne kadar iş hayatımda yaşadığım tüm başarı ve tatminlerden 10 kat daha fazla. Tabii bunda şunun da payı büyük. Biz Tale’de bugüne kadar hiç yapılmamış bir şey yapıyoruz. Yani bin tane turizm firmasının yanına binbirinciyi açmadık. İşte böyle bir şeyin yaratıcısı olmak çok gurur verici.

Onun dışında girişimci hayatı gerçekten çok zor. Kelimenin tam anlamıyla 7/24 çalışıyorum ve bu öyle bir haftalığına, bir aylığına filan değil, devamlı olarak böyle. Yani şöyle desem yeridir, uyuyorum, yemek yiyorum, spor yapıyorum ve çalışıyorum. Özel hayat ve sosyal hayat neredeyse sıfır noktasında, arkadaşlarım benim yüzümü unuttu, ailem bu halime acıyor. Dışarıdan bakanlar “oh ne şahane bir hayatın var, gezip tozuyorsun” filan diye düşünebilir. İşin bu tarafını bilmiyorlar.

Ama yaptığım işi o kadar seviyorum ki, gece gündüz çalışmak bana koymuyor. Tale gezilerinde tanıttığımız kültürel değerler, genelde yok olmaya yüz tutmuş geleneksel değerler oluyor. Ve biz bu gezileri hazırlarken, o gezilerdeki kahramanlar kendi kültürlerinin böylesine düzgün bir şekilde tanıtıldığından o kadar mutlu oluyorlar ki anlatamam size. Gezilere giden dostlarımız da aynı şekilde böylesine özgün deneyimler yaşadıkları için büyük keyif alıyorlar. Tüm bunları görünce işte o geceli gündüzlü çalışmaları bir anda unutuyorum.

9. Gezilere hazırlık esnasında veya geziler sırasında yaşadığınız en ilginç olay neydi desek?

Yeni bir gezi çıkarttığımız zaman, o geziye ilk giden grupla ben de gidiyorum; arka koltuğa yaslanıp geziyi bir misafir gibi yaşıyorum. Tale’in çıkış gezisi olan Lizbonlu’nun Seyir Defteri gezisine giden ilk grupla birlikte Lizbon’a giderken çok merak ediyordum, acaba nasıl olacak, insanlar neler hissedecek diye. Ve çok acayip bir şey oldu. Yukarıda da anlattım, bu gezilerin hepsini ben saniye saniye kendim kurguluyorum ve hangi an ne yaşanacak hepsini biliyorum. Ama ona rağmen, o geziyi yaşarken öyle büyülü bir hava oluştu ki, sanki gerçekten bir masalın içindeydik. Her an “aa şimdi ne olacak? bir sonra bizi ne bekliyor?” gibi müthiş bir heyecan oluştu. İşte bunu yaşamak benim için gerçekten çok ilginçti. Sonra da acaba bu tesadüf mü, ilk gezi olduğu için mi oldu, bu gruba mahsus bir şey mi diye düşündüm. Ama öyle değil. Ondan sonraki tüm gezilerde hep bu şekilde bir hava oluştuğunu gezilere giden dostlarımız bize tekrar tekrar söyledi. Bunu görmek insanın motivasyonunu ve yaptığı işe olan inancını kat be kat artırıyor.

tale-lizbon-ilk-grup
Tale – Lizbonlunun Seyir Defteri – İlk grup

10. Tale dışında Onur Kutlu Gago kimdir, kendinizi nasıl anlatırsınız?

Profesyonel geçmişimle ilgili sıkıcı şeylerden bahsetmek istemiyorum. Ama bir cümlede özetleyip kapatmak gerekirse Bilgisayar Mühendisliği üzerine İşletme doktorasıyla devam eden akademik bir kariyer ve 13 yıl boyunca startup’lardan dünya devlerine bilişim alanında bir iş hayatı.

Bütün bunları bir kenara bırakırsak, kendimi tanımlayabileceğim en güzel ifade, herhalde açık görüşlü bir dünya vatandaşı oluşumdur. Yurtdışında yaşamış olmak, İstanbul’daki evimde Couchsurfing ile yıllar içerisinde dünyanın dört bir yanından 100’e yakın harika insan ağırlamak, dünyadaki neredeyse tüm kıtaları gezip farklı kültürleri tanımak ufkumu çok genişletti.

Bunun dışında kendimle ilgili söyleyebileceğim ilginç diğer bir konu tam bir sağlıklı yaşam manyağı olmam. Yaklaşık sekiz yıldır, farklı beslenme ve egzersiz şekillerini hem okudum hem denedim ve kendime göre bir sentez yaptım, ona göre yaşıyorum. Neredeyse her gün spor yapıyorum ve çok sıkı bir beslenme anlayışım var. Meraklıları varsa konuşabiliriz. Bir de amatör müzisyenim, kanun ve klarnet çalıyorum. Tahmin edileceği üzere çok sosyal ve girişken bir insanım, benimle tanışmak isteyen herkesle seve seve buluşur görüşürüm, tabii vaktim el verdiğince.

Son sözlerim de sizin için. Öncelikle benimle bu söyleşiyi yaptığınız için çok teşekkür ederim. Ve BenceTatil gibi harika bir blog kurduğunuz için tebrik ederim. Yazdığınız yazılar öyle özenli, öyle detaylı, öyle derli toplu ki oraya giden birisi sadece sizin yazılarınızı okuyarak neredeyse herşey hakkında bilgi sahibi olabilir. Ben de daha birkaç hafta önce gittiğim Valencia’daki Las Fallas Festivali’ne sizin yazınızı okuyarak hazırlandım, ellerinize sağlık.

valencia-las-fallas
Valencia – Las Fallas

Biz de hem bu keyifli sohbet için, hem de böyle özgün ve güzel geziler gerçekleştirdiği için sevgili Onur’a tekrar teşekkür ederiz…

İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi mezunu. İstanbul Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Okutmanı. Öğretmenlik, çevirmenlik, editörlük, yazarlık hepsi denendi ama tabii yetmedi, sürekli yeni ve farklı bir şey yapma arzusu ile ortaya karışık aktiviteler eklendi. Tiyatro kurslarına gitmeler, dublaj dersi almalar, falan filan. Belki de Yay burcu olması nedeniyle haddinden fazla meraklı ve kesinlikle her türlü makul sınırın çok ötesinde gezip tozma, keşfetme delisi. Kendisi gibi gezgin ruhlu Hür Tavaşoğlu ile evli. Evli ama çocuksuz : ) "Bence tatil bana özel, biraz değişik, biraz da sürprizli olmalı" diyerek başladığı ve gezilerini anlattığı “Bence Tatil” sitesi Hürriyet Gazetesinin 2013 Bumerang Blog/Websitesi Yarışmasında birinci oldu. Öğretme ve anlatma meraklısı olduğu için her konuda ille de söyleyecek birşeyi var. O yüzden de bu sitede kendisinden sadece gezi yazıları değil, kah kitap yorumu, kah film veya dizi tavsiyesi de bulabilirsiniz, şaşırmayın.

Paylaşmak ister misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir